Bram Stoker'in 1897 tarihli ölümsüz edebi şaheseri "Drakula"daki "Kaptanın Günlüğü" olarak bilinen tekil bir bölümden ilham alan bu anlatı, bizi Rus yelkenlisi Demeter'in güvertesine taşıyor. 24 işaretsiz ahşap sandığın içine gizlenmiş gizemli bir kargoyla dolu bu gemi, unutulmaz Karpat dağlarından Londra'nın hareketli kalbine kadar uzanan bir yolculuğa çıkıyor. Demeter uçsuz bucaksız okyanusta yol alırken, geminin bu yolculuğunda yalnız olmadığı giderek daha belirgin hale geliyor. Gölgelerde gizlenen korkunç bir güç, mürettebatı bir korku ve paranoya ağına hapseder ve gemiyi, gerçeklik ile doğaüstü arasındaki sınırların bulanıklaşmaya başladığı hayaletli bir dünyaya dönüştürür.