Girl in the Palms

Luna, gizemli bir trajedinin ardından Florida'ya doğru yola çıktı. Yolculuğu boyunca içsel bir arayışa giren Luna, kendisini tamamen farklı bir dünyada buldu. Florida'nın her bir köşesi, ona sadece güzellik ve huzur sunmakla kalmadı, aynı zamanda derin bir iyileşme ve güçlenme fırsatı da verdi. Ortalıkta dolaşırken, Luna'nın dikkatini çeken ilk şey, yerel bir sanat galerisinin neon ışıklarla süslenmiş duvarları oldu. Galeride gezerken, resimlerin ve heykellerin ona derin duygularla konuştuğunu hissetti. Bir tablonun önünde durduğunda, onunla sanki ruhsal bir bağ kurduğunu fark etti. O andan itibaren, sanat Luna için bir terapi haline geldi.