Kendisinde bir utanç ve hayal kırıklığı hisseden Karan, böylesine zorlu bir mesleğe uygun olmadığına inanarak ordudan çekilmek gibi zor bir karar verir. Bununla birlikte, ani ayrılışı, derin bir boşluk ve amaçsızlık duygusu hissetmesine neden olur ve ne olabileceğini düşünürken vicdanına musallat olur. Gerçek amacını bulmak için mücadele eden Karan, bir iç-düşünme ve vicdan muhasebesi dönemine girer. Değerinin yalnızca başlangıçtaki başarısızlığıyla tanımlanamayacağını anlar ve korkuları ve zayıflıklarıyla doğrudan yüzleşmeye karar verir. Yeni keşfedilen kararlılıkla Karan, kız arkadaşıyla yüzleşmek için cesaretini toplar, önceki eksikliklerini üstlenir.