1970’ler Hong Kong’unda geçen hikâye henüz İngiliz sömürüsü altındaki, tüm yolsuzlukların kolayca el altından yapıldığı, uyuşturucu baronlarının kol gezdiği zamanları anlatır. Kun Hao en büyük uyuşturucu baronlarından biridir. Rose’un babası Kun’dan uyuşturucu çaldığı için öldürülmüştür. Rose bu olaydan sonra Tayvana gider ve saklanır. Bu sırada intikam ateşiyle yanan Rose’un hayattaki en büyük amacı Kun’u adalete teslim etmektir. Hayatını mahveden uyuşturucu lordunu yakalamak için bağımsız bir örgüte katılır ve Interpol ile işbirliği yapar. Ancak Rose’un hiç beklemediği ve korktuğu şey Hao’yu tanıdıkça ona besleyeceği zehirli hislerdir.