László Toth, Avrupa’nın kaosundan kaçarken yeni bir yaşam kurma kararı alır. Eşi Erzsébet ile birlikte, Avrupa’daki kaotik ortamdan uzaklaşmak için Amerika’ya doğru yola çıkarlar. Amerika, onlara sadece bir kaçış değil, aynı zamanda kendilerini yeniden inşa etme fırsatı sunar. Bu yeni dünyada, tanıştıkları Harrison Van Buren, hayatlarını sonsuza dek değiştirir. Van Buren, görünüşte sadece başarılı bir sanayici gibi görünse de asıl amacı László’yu büyük bir projeye dahil etmektir. Ona, modern Amerika’yı simgeleyen bir anıt tasarlamasını teklif eder. Bu teklif, László için büyük bir fırsattır. Ancak zamanla bu proje, yalnızca bir sanat eseri yaratmanın ötesine geçer.