Başarılı bir girişimci, bir anda gözleri kapalı bir hücre içinde uyanır. Soğuk metal çubuklar, bir zamanlar lüks yaşamının anılarıyla keskin bir tezat oluşturarak etrafını sarmaktadır. Şaşkın ve oryantasyonunu kaybetmiş bir şekilde, çevresinin eski bir çağın hikayelerini fısıldayan antik bir un değirmeni tarafından domine edildiğini keşfeder. Zorlukla, artık kaderinin efendisi olmadığını, aksine irrasyonel bir manzaranın tutsağı olduğunu fark eder. Eski kimliğinden yoksun bir şekilde, bir zamanlar alıştığı özgürlüğün acı bir hatırlatıcısı olarak, görünmeyen bir tutsak tarafından bir hayvan gibi çalışmaya zorlanır.